Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) Nedir ?

Mısır, patates, buğday gibi bitkilerin nişastalarından elde edilir. Genel olarak glukoz şurubu ve izoglukoz (fruktoz içeren şurup) olmak üzere iki ana türü bulunmaktadır.

NBŞ Zararlı mı ?

İnsan vucuduna hiç bir faydası olmayan NBŞ'lerin pek çok zararı olduğu ve gündelik yaşamda düzenli olarak tüketilmemesi gerektiği belirtilmektedir. Ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez NBŞ'lerin yol açtığı tehlikeyi "Siroz ve pankreas kanserinin birinci nedeni nişasta bazlı şeker'dir" şeklinde özetliyor.

Diğer taraftan NBŞ içeren besinlerin tokluk hissi vermediği ve obeziteye sebep olduğu; Astım, nefes darlığı, karaciğeride büyümeye, böbreklerde taş oluşumuna ve patolojik değişiklikler ortaya çıkmasına neden olduğu belirtilmektedir.

Glukoz Şurubu ile Mısır Şurubunun Farkı ?

Mısır şurubu, mısır nişastasından elde edilmiş Glukoz şurubudur. Ancak tüm glukoz şurupları Mısır şurubu değildir. Glukoz şurubu mısır dışında farklı bir bitkinin (Örn; buğday, patates, vb.) nişastasından da elde edilebilir.

Palm Yağı Neden Önemli ?

Bir tür Palmiye ağacının meyvelerinden üretilen palmiye yağı dayanıklı ve ucuz olması nedeniyle günümüzün en çok kullanılan bitkisel yağlarının başında geliyor.

Palm Yağı Zararlı mı ?

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin raporunda palmiye yağının doğal kırmızı renginin sökülmesi ve kokusunun ortadan kaldırılması için yüksek sıcaklıklar uygulandığı belirtiliyor. Bu işlem, glisidil yağlı asit esterleri olarak adlandırılan atık maddelerin oluşumuna neden oluyor. Bu maddelerin hazmı sonucunda da tümör oluşumuna yol açtığı düşünülen glisidol oluştuğu görülüyor.

2016 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı'nın (EFSA) palmiye yağına ilişkin yayınladığı araştırmada; 200 derece üzerinde ısıtılan palmiye yağının diğer bitkisel yağlardan daha fazla kanserojen madde taşıdığı için tehlikeli olduğu belirtilmiştir. Ancak araştırmada palmiye yağının tüketilmemesine dair herhangi bir tavsiye yer almamış, risk seviyesinin daha iyi değerlendirilmesi gerektiği söylenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de palmiye yağının potansiyel riskine dikkat çekmiş ancak gıdalarda kullanılmasına bir kısıtlama getirmemiştir.

Palm Yağı Neden Popüler ?

Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu'nun (EFSA), bir çok ünlü markanın ürünlerinde kullanılan palmiye yağının kanser riskine işaret etmesi, bu bitkisel yağın sağlık ve çevreye olan etkilerini yeniden gündeme taşımış olmasıdır.

Hurma Yağı ile Palm Yağı Aynı mı ?

Evet. Türkiye’de ambalaj etiketlerinde hurma yağı olarak belirtilen yağ palm yağıdır.

Soya Neden Önemli ?

Soya, günümüzde ticari amaçla tarımı yapılan başlıca Genetiği Değiştirilmiş (GDO’lu) tarım ürünleri arasında ilk sıradadır. GDO’lu ekili alanların %50’si Soya’dır.

Yani Bu Ürün GDO’lu mu ?

Üreticisi tarafından GDO’lu olup, olmadığına ilişkin bir bilgi verilmemiştir. Bu tür bilgilendirmeye ilişkin yasal bir mevzuat bulunmamaktadır. Dünya’da bulunan soyaların %90 ından fazlasının GDO’lu olduğu bildirilmektedir. Bu ürün GDO’lu mu sorusunun yanıtını sizin keşfetmeniz gerekecek.

GDO Nedir ?

GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), bir canlıdaki genetik özelliğin kopyalanarak diğer bir canlıya aktarılmasıdır. Bu yöntemle elde edilen gıdalar bazı yabancı zararlılara, böcek gibi bazı kemirgenlere karşı dirençli hale getirilmiş olur. Bu yönüyle bakıldığında, bir gıdanın zararlı canlılara karşı direnç kazanması masum görünebilir. Ancak yapılan araştırmalar hiç de masum olmadığını göstermekte. Çünkü bu müdahale, besin zinciri ile insanlara ulaşıyor. Ayrıca GDO’lu gıdalarda bulunan zararlı canlıları öldüren enzimler insanlar tarafından parçalanamadığından tehlike yaratıyor.

GDO’lu Ürünler Zararlı mı ?

Bir bitki DNA’sına gen yerleştirme rastgele olmaktadır. Bu da diğer genlerin çalışmasını engelleyebilmekte ve besinlerde daha önce hiç bulunmayan proteinlerin üretilmesine ve toksin ve alerji üreten yeni bir bitkinin dolayısıyla da sağlığa zararlı tüketeceğimiz yeni bir besinin oluşmasına neden olabilmektedir. GDO ile ilgili öne sürülen bazı olası tehlikeler:

GDO içeren bir ürünün poleni GDO içermeyen bir bitkiye taşınabilir, böylelikle geleneksel olarak yetişen ürün bu yeni geni alabilir. (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı bir GDO'nun poleni melezleme suretiyle bir yabancı ot tohumuna geçebilir ve bu geni alan bitki de kimyasal ilaçlara dayanıklılık geliştirebilir (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı genetiği değiştirilmiş ürünler bir sonraki yıl da çıkabilir. Ve kültürel olarak kontrol edilmeleri zor olabilir.

Böcekler (örneğin böcek ilaçlarına dayanıklı) genetiği değiştirilmiş bir organizmadaki genlere karşı bağışıklık kazanabilirler. (örneğin Bit içeren pamuk)

Genetiği değiştirilmiş bitkiler toprak içinde bulunan doğal canlı yaşama zarar verebilir, böylece besin döngüsünü sona erdirebilir

GDO'lu ürünler yeteri kadar besleyici olmayabilir ve hazmı zor olabilir.

Genetiği değiştirilmiş organizmaların toksik, alerjik, teratojenik (anne karnında maruz kalan bebekte görülen yapısal anomaliler) zararları olabilir.

Yeni yapılan araştırmalar GD ile beslenen hayvanlarda organ problemleri ortaya çıktığını ortaya koymuştur. GD mısır ve soya fasülyesi ile 90 gün süreyle beslenen farelerde karaciğer ve böbrek zehirlenmeleri ortaya çıkmıştır.

Mısır Neden Önemli ?

Mısır, günümüzde ticari amaçla tarımı yapılan başlıca Genetiği Değiştirilmiş (GDO’lu) tarım ürünleri arasında Soya’dan sonra ikinci sıradadır. GDO’lu ekili alanların %30’u mısır’dır.

Yani Bu Ürün GDO’lu mu ?

Üreticisi tarafından GDO’lu olup, olmadığına ilişkin bir bilgi verilmemiştir. Bu tür bilgilendirmeye ilişkin yasal bir mevzuat bulunmamaktadır. Ülkemiz mısır üretimi ihtiyacının yaklaşık %75’ini karşılamakta olup, %25 oranında mısır ithal edilmektedir. Türkiye’nin yurt dışından satın aldığı 1.8 milyon ton mısırın yüzde 80’inin GDO’lu üretim yapan ABD ve Arjantin kaynaklı olduğunu belirtiliyor. Diğer taraftan Türkiye GDO’lu gıda ve yem ithalatında dünyada 31. sırada yer almaktadır.

GDO Nedir ?

GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), bir canlıdaki genetik özelliğin kopyalanarak diğer bir canlıya aktarılmasıdır. Bu yöntemle elde edilen gıdalar bazı yabancı zararlılara, böcek gibi bazı kemirgenlere karşı dirençli hale getirilmiş olur. Bu yönüyle bakıldığında, bir gıdanın zararlı canlılara karşı direnç kazanması masum görünebilir. Ancak yapılan araştırmalar hiç de masum olmadığını göstermekte. Çünkü bu müdahale, besin zinciri ile insanlara ulaşıyor. Ayrıca GDO’lu gıdalarda bulunan zararlı canlıları öldüren enzimler insanlar tarafından parçalanamadığından tehlike yaratıyor.

GDO’lu Ürünler Zararlı mı ?

Bir bitki DNA’sına gen yerleştirme rastgele olmaktadır. Bu da diğer genlerin çalışmasını engelleyebilmekte ve besinlerde daha önce hiç bulunmayan proteinlerin üretilmesine ve toksin ve alerji üreten yeni bir bitkinin dolayısıyla da sağlığa zararlı tüketeceğimiz yeni bir besinin oluşmasına neden olabilmektedir. GDO ile ilgili öne sürülen bazı olası tehlikeler:

GDO içeren bir ürünün poleni GDO içermeyen bir bitkiye taşınabilir, böylelikle geleneksel olarak yetişen ürün bu yeni geni alabilir. (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı bir GDO'nun poleni melezleme suretiyle bir yabancı ot tohumuna geçebilir ve bu geni alan bitki de kimyasal ilaçlara dayanıklılık geliştirebilir (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı genetiği değiştirilmiş ürünler bir sonraki yıl da çıkabilir. Ve kültürel olarak kontrol edilmeleri zor olabilir.

Böcekler (örneğin böcek ilaçlarına dayanıklı) genetiği değiştirilmiş bir organizmadaki genlere karşı bağışıklık kazanabilirler. (örneğin Bit içeren pamuk)

Genetiği değiştirilmiş bitkiler toprak içinde bulunan doğal canlı yaşama zarar verebilir, böylece besin döngüsünü sona erdirebilir

GDO'lu ürünler yeteri kadar besleyici olmayabilir ve hazmı zor olabilir.

Genetiği değiştirilmiş organizmaların toksik, alerjik, teratojenik (anne karnında maruz kalan bebekte görülen yapısal anomaliler) zararları olabilir.

Yeni yapılan araştırmalar GD ile beslenen hayvanlarda organ problemleri ortaya çıktığını ortaya koymuştur. GD mısır ve soya fasülyesi ile 90 gün süreyle beslenen farelerde karaciğer ve böbrek zehirlenmeleri ortaya çıkmıştır.

Pamuk Yağı Neden Önemli ?

Pamuk tohumlarından oluşan pamuk çekirdeklerinin öğütülmesiyle oluşan pamuk yağı, bitkisel yağlar arasında yer alır. Pamuk, günümüzde ticari amaçla tarımı yapılan başlıca Genetiği Değiştirilmiş (GDO’lu) 4 temel tarım üründen birisidir ve bu nedenle pamuk yağı içeren ürünler GDO açısından risk içermektedir.

Yani Bu Ürün GDO’lu mu ?

Üreticisi tarafından GDO’lu olup, olmadığına ilişkin bir bilgi verilmemiştir. Bu tür bilgilendirmeye ilişkin yasal bir mevzuat bulunmamaktadır. Ancak; Dünya Pamuk Yağı üretiminin %70’den fazlasının GDO’lu üretim sonucu olduğu bilinerek, bu ürün GDO’lu mu sorusunun yanıtını sizin keşfetmeniz gerekmektedir .

Ne Yapmalı ?

Tüm zararlı olduğu belirtilen ürünleri hayatımızdan bir anda çıkarmamız mümkün olmayabilir. Ancak, bu konuda duyarlılığımızı artırmamız ve tercihlerimizi bilgi ile yönlendirmemiz gerekir. Bunu yaparken de özellikle içerisinde dört büyüklerin (Mısır, Soya, Kanola, Pamuk) bulunduğu gıda ürünlerinden mümkün olduğunca uzak durmak en iyisidir.

GDO Nedir ?

GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), bir canlıdaki genetik özelliğin kopyalanarak diğer bir canlıya aktarılmasıdır. Bu yöntemle elde edilen gıdalar bazı yabancı zararlılara, böcek gibi bazı kemirgenlere karşı dirençli hale getirilmiş olur. Bu yönüyle bakıldığında, bir gıdanın zararlı canlılara karşı direnç kazanması masum görünebilir. Ancak yapılan araştırmalar hiç de masum olmadığını göstermekte. Çünkü bu müdahale, besin zinciri ile insanlara ulaşıyor. Ayrıca GDO’lu gıdalarda bulunan zararlı canlıları öldüren enzimler insanlar tarafından parçalanamadığından tehlike yaratıyor.

GDO’lu Ürünler Zararlı mı ?

Bir bitki DNA’sına gen yerleştirme rastgele olmaktadır. Bu da diğer genlerin çalışmasını engelleyebilmekte ve besinlerde daha önce hiç bulunmayan proteinlerin üretilmesine ve toksin ve alerji üreten yeni bir bitkinin dolayısıyla da sağlığa zararlı tüketeceğimiz yeni bir besinin oluşmasına neden olabilmektedir. GDO ile ilgili öne sürülen bazı olası tehlikeler:

GDO içeren bir ürünün poleni GDO içermeyen bir bitkiye taşınabilir, böylelikle geleneksel olarak yetişen ürün bu yeni geni alabilir. (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı bir GDO'nun poleni melezleme suretiyle bir yabancı ot tohumuna geçebilir ve bu geni alan bitki de kimyasal ilaçlara dayanıklılık geliştirebilir (Rieger et al 1999)

Kimyasal ilaçlara dayanıklı genetiği değiştirilmiş ürünler bir sonraki yıl da çıkabilir. Ve kültürel olarak kontrol edilmeleri zor olabilir.

Böcekler (örneğin böcek ilaçlarına dayanıklı) genetiği değiştirilmiş bir organizmadaki genlere karşı bağışıklık kazanabilirler. (örneğin Bit içeren pamuk)

Genetiği değiştirilmiş bitkiler toprak içinde bulunan doğal canlı yaşama zarar verebilir, böylece besin döngüsünü sona erdirebilir

GDO'lu ürünler yeteri kadar besleyici olmayabilir ve hazmı zor olabilir.

Genetiği değiştirilmiş organizmaların toksik, alerjik, teratojenik (anne karnında maruz kalan bebekte görülen yapısal anomaliler) zararları olabilir.

Yeni yapılan araştırmalar GD ile beslenen hayvanlarda organ problemleri ortaya çıktığını ortaya koymuştur. GD mısır ve soya fasülyesi ile 90 gün süreyle beslenen farelerde karaciğer ve böbrek zehirlenmeleri ortaya çıkmıştır.